MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Baykal’ın yanlışı/doğrusu!  
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
3 Mayıs 2017 Çarşamba

Baykal’ın yanlışı/doğrusu!  

CHP’nin önceki dönem genel başkanı Deniz Baykal’ın CNN Türk Tarafsız Bölge programında yaptığı konuşma siyaset gündeminin ilk sırasına oturdu.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisine dönüşünü bile gölgede bıraktı.  Ne demek istediği, ne demeye çalıştığı tartışmasına girmeden önce ne dediğine bakalım Sayın Baykal’ın…
“CHP’nin başkan adayını belirlemek gibi bir sorumluluğu var. Genel Başkan ben adayım diyorsa, doğal olarak o adaydır. Eğer ‘ben aday değilim’ diyorsa derhal kurultayı toplayıp çekilmelidir”
Açıklamanın özü budur. Abdullah Gül meselesi rakip cepheyi karıştırmayı amaçlamıyorsa soru üzerine gelişmiş talihsiz bir ifadedir.  Tabi ki bence...
Açıklamanın özüne dönersek; beş yaşında bir çocuğun bile anlayacağı dille Kılıçdaroğlu’na açık ve net bir çağrıdır aslında. ‘Ya aday ol, ya çekil…’ çağrısı.
Tabi ki Baykal söz konusu olduğunda her cümlenin bir de gizli öznesi olduğunu unutmamak gerekir.
Buradaki gizli özde de bizatihi kendisidir.
Yani Kılıçdaroğlu’na ‘Ya aday ol ya da adayın (benim) önümden çekil..’ demiştir.
Uzun uzun Baykal’ı anlatmaya hacet yok.
Siyasetteki duruşu, ekipçiliği/hizipçiliği, hırsı/iştahı bilinir. 80 yaşına merdiven dayadığı şu günlerde başkan adaylığına göz kırpan sözleri başka söze hacet bırakmıyor zahir.
*
Lakin iki gündür her kesim özellikle de CHP’liler tarafından topa tutulan Baykal’ın yanlışları kadar doğrularını da konuşmak gerekmez mi?
*
CHP’nin lideri bu ülkeyi yönetmeye talip olmalı diyor mesela…
Başka ne diyor?
CHP yüzde 49’un önünde yürümeli, sahip çıkmalı diyor.
Başka…
2019’un adayı şimdiden belirlenmeli, yoksa geç kalınır diyor.
Başka, başka…
Erdoğan’ın rakibi CHP’li olmalı diyor.

Özellikle CHP’lilere soruyorum.
Bu ifadelerin hangisini yanlış buluyorsunuz.

Tabi ki ‘eski genel başkanın’ televizyona çıkıp partisine ve yeni genel başkana rota çizmesini doğru bulmuyorum. Ama siyaset boşluk kabul etmez.
CHP’nin 7 Haziran sürecindeki TBMM Başkan adayı kimdi?
Deniz Baykal…
Kim aday gösterdi?
Kılıçdaroğlu!
TBMM’de sistem değişikliğinin oylandığı kritik oylamada CHP adına konuşmayı kim yaptı?
Deniz Baykal...
Kim görevlendirdi?
Kemal Kılıçdaroğlu…
Baykal’ın sözleri siyasetin gündemini belirlediyse kusura bakmayın burada birilerinin ‘Neden biz belirleyemedik de Baykal belirledi’ diye kendine sorması lazım.
Efendim Abdullah Gül’ün adaylığı sorusuna ‘yüzde 49’u rencide etmeyecekse değerlendirilir’ demişmiş. Deniz Bey’in topa tutulduğu nokta burası…
Tabi ki Deniz Baykal gibi siyaset kurdunun böyle bir soruya karşı daha hazırlıklı olması beklenirdi.
Ama bu cevabı rakip cepheyi karıştırmak maksatlı okuyamaz mıyız?
Baksanıza Sayın Cumhurbaşkanı Baykal’ı ‘fitne, fesat çıkarmakla suçluyor.
Gül’ün adaylığı rakip cephedeki tüm hesabı karıştırmaya yetiyor.

Kafamın almadığı yerse şurası…
Deniz Baykal’ı Abdullah Gül hakkında söylediği ‘değerlendirilebilir’ sözü üzerine topa tutanların önemli bölümü Ekmeleddin İhsanoğlu’nu CHP’nin önüne aday olarak koyanlara sahip çıkmaları.
Bu duruşu anlamlı, tutarlı bulmak mümkün mü?
Baykal’ın yanlışlarına gelirsek;
En büyük yanlışı; açıklamalarının her cümlesinde bir gizli özne saklamasıdır. Yani yüreği Türkiye sevdasıyla yanıp tutuşan, ülkesinin ve de CHP’nin geleceğini düşünen, devlet adamı kimliği ve siyasi birikimi/tecrübesi konusunda kimsenin soru işareti taşımadığı, 80’ine merdiven dayamış bir siyaset adamından şunu beklerdim.
‘Evet, 2019’un adayı CHP’li olmalı. CHP yüzde 49’un önünde yürümeli, sahip çıkmalı. CHP’nin genel başkanı Erdoğan’a rakip olmayı göze almalı. Adaysa yola devam etmeli değilse çekilmeli’ dedikten sonra gazetecinin soru sormasına bile fırsat vermeden kesin bir dille “aday değilim” demeliydi.
“Bu açıklamaları kendim için değil, ülkem için, partim için yapıyorum. Sorumluluk sahibi bir yurttaş olarak konuşuyorum. Asla ve kat’a aday değilim. Bu yaştan sonra gençlerin yanındayım, arkasındayım” diye ısrarla altını çizmeliydi. 
İşte o vakit büyürdü.
Hem de çok büyürdü.
Ama yapmadı. Hatta ‘çekil önümden’ anlamına gelen cümleler kurdu.

Bu arada Abdullah Gül’ün adaylığını bile araya sıkıştıran usta gazetecinin Baykal’ı kendi adaylığı 0 noktasında sıkıştırmamış olması da manidar değil midir?

Ne demiştik bir önceki yazıda.
Adayın tarlada izi olacak…
Aday siyasetten gelecek… Ama partizan olmayacak.
Aday tıpkı 16 Nisan’da olduğu gibi HDP’nin ve MHP’nin oyunu alabilecek biri olacak.
HDP’nin ve MHP’nin oyunu alırken de yüzde 49’un yarısını oluşturan CHP’yi de küstürmeyecek. Yani bir ikinci Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaratmayacak.

Baykal’ın sözlerini bu çerçevede okumak lazımdır.
Ama Baykal’ın adaylığını hesaba katmadan…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Kemal
 4 Mayıs 2017 Perşembe 11:16
yazara katılıyorum. Uyarılar doğru ama bu uyarıların altında keşke kendi adaylığı olmasa. nalıncı keseri gibi kendine yontuyor yine sayın BAYKAL
 Lombak
 3 Mayıs 2017 Çarşamba 19:39
Referandum da hayır cephesi, Tayyib'in yetkilerini sınırlamak isteyen büyük bir çıkar birliği idi. Başarılı olmayınca dağıldı. Buradan bir blok oluşmaz çünkü birbirini dışlayan görüşler bir arada. En akılcı yol karşı cepheyi yaracak yaklaşımlardır. Yani HDP'ye hiç bulaşmadan AKP içindeki Merkez sağı, hayırcı MHPlileri ve CHPlileri birleştirmek. Bu birliktelik hep mecliste çoğunluğu hem de Başkanlığı getirir. Cephe yarmayıp, sonuca ulaşması mümkün olmayan dışsallıkları toparlamaya çalışırsanız, halktan uzaklaşır, terörist damgası yersiniz. Türkiye gerçeği budur.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz